18 Aralık 2007 Salı

KAPLICA OTEL REHBERİ

AFYON
Cansu termal otel
Gazlıgöl beldesi AFYON
0272 213 8181
http://www.cansutermal.com

Günçar Termal Otel
Gazlıgöl-İhsaniye-Afyonkarahisar
Tel: 0272 273 65 65
Faks: 0272 273 64 75
http://www.guncartermal.com
E-Posta: info@guncartermal.com

Thermal Resort Oruçoğlu
Kütahya yolu 14. Km AFYONKARAHİSARTel: 0 272 251 50 50 Fax: 0 272 251 50 60 E-mail
http://www.orucoglu.com.tr
info@orucoglu.com.tr

Başaranlar Termal
Afyon - Eskişehir yolu 20. KM Gazlıgöl / Afyon
0 (272) 273 6364 0 (272) 273 6636 0 (272) 273 6662
bilgi@basaranlartermal.com
http://www.basaranlartermal.com

Soydan Termal otel
Gazlıgöl -Afyon
http://www.soydantermal.com

Kür Çeşitleri

Termal banyo kürleri
İnsan vücudununkine yakın, 35-38°C aralığında sıcaklığa sahip olan maden suları ile yapılır. Genelde önerilen belli zaman aralıklarında termal su ile dolu bir banyo küvetine veya havuza girilerek gerçekleştirilir. Tüm vücut ile yapılan küre tam banyo, yarı beline kadar suya girilerek uygulanan türüne yarım banyo ve su kaynağının zengin olduğu merkezlerde duş mekanizması aracılığı ile uygulanan türüne duş banyosu adı verilir.
Termal buhar kürleri
Vücut sıcaklığının üzerinde olan sıcaklıklardaki maden suyu buharından yararlanılarak gerçekleştirilir. Uygulama biçimi, genelde buharın soluma yoluyla içe çekilmesi (inhalasyon) biçimindedir. Tedavi merkezinde sıcak su buharı, tavandaki veya zemindeki buhar delikleri aracılığı ile tedavi odasına iletilir. Sıcak su buharının cilt sorunlarının giderilmesinde de yararlı olduğu belirtilmektedir.
İçme kürleri
Bazı maden sularından tedavi amaçlı olarak içilerek yararlanılır. Belli zaman aralıklarında belli miktarlarda maden suyunun içilmesi biçiminde uygulanan bu tedavi türüne içme kürü adı verilir. Kürün ayrıntıları bu konuda uzman bir doktor tarafından belirlenmelidir. Genel olarak içten tedavi adını alan bu kürün deri altına şırınga, buğu, serpintileme, gargara, lavaj gibi türleri de vardır.
Çamur kürü
Bazı bölgelerde yüzeye çıkan maden suyu toprağın ıslanarak çamur halini almasına neden olur. Söz konusu çamur, suyun içindeki erimiş madenlerle doymuş halde bulunur. Çamur kürü, bu çamurun içine yatılması veya çamurun vücudun önerilen yerlerine sürülmesi biçiminde uygulanır. Bu tedavi biçiminde çamurun içinde erimiş olan kimyasal maddeler cildin gözeneklerinden içeriye sızarak hastalıklı dokuların tedavisi yönünde işlev görürler.
Tıpta; erimiş mineraller içeren termal sularla yapılan kür uygulamalarına balneoterapi, tatlı sularla yapılan kür uygulamalarına hidroterapi, sağlıklı iklim ve ortamlarda bulunarak yapılan iklimsel kürlere klimaterapi ve deniz ikliminde deniz suyu ile yapılan kürlere talassoterapi, çamur banyosu halinde yapılan kürlere peloidoterapi, mağara mekanları kullanılarak uygulanan kürlere speleozerapi, güneş aracılığı ile uygulanan kürlere helioterapi adı verilmektedir. Genelde bu tedavi türleri, tıbbi termal tedavi ve dinlenme merkezlerinde fizik tedavi, rehabilitasyon, mekanoterapi, egzersiz, psikoterapi, diyet gibi yardımcı tedavilerle desteklenmektedir.
Yukarıda sözü edilen kürlerin kişiler üzerinde yarattığı etkileri iki yönde ele almak mümkündür: 1 - Özel etkiler 2- Genel etkiler.
Kürün özel etkisi; fiziksel açıdan suyun fiziksel özelliği, sıcaklığı, hidrostatik basıncı, özgül ağırlığı, buna bağlı olarak kaldırma kuvveti ve iletkenliği ile oluşur. Suyun kimyasal özelliklerine bağlı olarak oluşan özel etkinin kaynakları, sudaki mineral ve gazların türü, yoğunluğu ve vücut tarafından emilme kapasitesidir. Ayrıca kaplıcanın bulunduğu yerin iklimi, yerel radyasyon özellikleri, havanın sıcaklığı ve nem oranı, basınç, rüzgar özellikleri, elektriksel iyon yoğunluğu kürün vücut üzerindeki özel etkilerinde değişiklikler yaratır. Ayrıca maden suyunun kaynağı dolayında bulunan bitki örtüsü ve hayvan toplulukları, suyun fiziksel ve kimyasal değişime uğramasına, neden olarak özel etkileri olumlu veya olumsuz yönlendirebilir.

Kürün (doktor denetiminde) sürekli ve düzenli olarak uygulanmasıyla elde edilen olumlu değişikliğe genel etki adı verilir ki kür uygulamasının birincil amacı bu tedavi etkisini elde edebilmektir. Genel etki fikri, 1- Hastalığa neden olan etmenlerin ortadan kaldırılmasını, 2- Eksiği tamamlamayı, 3- Kimyasal maddeler aracılığı ile organ fonksiyonlarının yönlendirilmesini, 4- Tembih etme ve egzersiz tedavisi yapılmasını içerir.

Hastalıklara göre kaplıcalar

ROMATİZMALARDA
1- İltihab" Romatizma (Artrit): Ateş, mafsallarda ağrı, şişlik, kızarıklık ve hareket güçlüğü, halsizlik, iştahsızlık şeklinde kendisini belli eder. Kalbi ve sinir sistemini etkileyen; çocuklarda ve yetişkinlerde görülen bir hastalıktır. Ateşli ve sükunetli devreleri vardır. Ateşli devrede kaplıca tedavisi yerine yatakta istirahat ve ilaç tedavisi uygulanır. İlaç tedavisi müsbet netice verip hasta ateşli devreyi atlattıktan sonra kaplıca destekleyici bir tedavi olarak tavsiye edilebilir. Bu durumda kaplıcanın şu faydaları görülecektir: *Mafsallardaki ağrılar azalır. *Ateş ve nabız normale döner. *Halsizlik ve iştahsızlık sona erer; hasta kendisini daha zinde hisseder. *Kansızlık ve kanda görülen romatizmal bulgular ortadan kalkar. *Yeni nöbetler engellenmiş olur.2- Yaşlılık Romatizması (Osteoartrit) Genellikle elli yaşın üzerindeki erkeklerde görülür. Geçmişte hastalanmış veya kaza geçirmiş eklemleri tutar. Eklemler şişer ve hareket sırasında çok ağrı verir. Parmak kemiklerinin uç eklemlerine yakın yerlerde kemik büyümesi görülebilir. Ağırlık taşıyan eklemler, hareket sırasında gıcırtılı bir ses çıkarır. Hastalık ilerlemiş ise; istirahat, fizikoterapi ve ortopedik müdahaleden sonra ancak kaplıca tedavisi uygulanabilir. 3- Bir Hastalık Sonrasında Ortaya çıkan Romatizma (Romatoit Artrit)Genellikle, yirmi-kırk yaş arası kadınlarda görülür. Sebebi tam bilinmemekle beraber, iltihabi bir kadın hastalığından sonra ortaya çıktığı için; bir çeşit bağışıklık reaksiyonu olduğu sanılmaktadır. El ve ayakların ufak eklemlerinde, altçene kemiğinin kafatasına birleştiği yerde, köprücük ve göğüs kemiği eklemlerinde ağrı ile birlikte şişlikler görülür. Hastalığın ilerlemesini beklemeden bir doktora müracaat edilirse, kaplıca tedavisi çok iyi neticeler verecektir. 4- Doku Harabiyeti ile Neticelenen Romatizmalar (Fibrozit)Mafsal ağrıları ve tutuklukları ile birlikte; erkeklerde damar sertliği, kadınlarda şişmanlama eğilimi görülür. Eklem yerlerindeki bağ doku iltihaplanma sonucu yıkıma uğrar ve tutukluklara sebep olur. İlerlemesi halinde hastada iştahsızlık, hareketsizlik ve beslenme bozuklukları görülür. Zaman zaman vücut ateşinde yükselmeler olur. Kaplıca tedavisinin iyi neticeler verdiği gözlenmiştir.5- Ameliyat Sonrası Ortaya çıkan Eklem Tutukluklarıçeşitli iş kazaları sırasında, hareket sistemlerinde meydana gelen kırık, çıkık ve ezilmelerin bazan ameliyatla tedavisi gerekmektedir. Ameliyat sonrasında cerrahi müdahale gören eklem yerlerinde ağrılar ortaya çıkabilir. Bu ağrılar için de kaplıca tedavisi çok iyi neticeler vermektedir. Dikkat: Kemik tümörü olduğu teşhis edilen hastalar kesinlikle kaplıcaya gidemezler. Ayrıca, romatizma ile ilgisi olmayan, mikrobik kemik ve mafsal hastalıklarında da kaplıca tedavisi uygulanmamalıdır
KARACİĞER VE SAFRAKESESİ HASTALIKLARINDA
Siroz başlangıcında, karaciğer iltihabı (hepatit) tedavisinden sonra, ailev" sarılıklarda, safra kesesi taşlarının tedavisinden sonra yeni taş teşekkülünü önlemek için kaplıca kürleri tavsiye edilmektedir. Safra kesesi tenbelliğinde, safra kesesi ameliyatlarından sonra ortaya çıkan hazımsızlıkların tedavisinde maden suları çok iyi neticeler vermektedir. Karaciğer ve safrakesesi hastalıklarında sodalı ve sulfatlı sular kullanılmaktadır. Dikkat: İlerlemiş siroz ve hepatit hastalıklarında kaplıcaya gidilmemelidir. Kanama ve akıntıyı artıracağından tehlikeli sonuçlar doğurması kuvvetle muhtemeldir.
KALP VE DAMAR HASTALIKLARINDA
Halk arasında, "tansiyonu olanlar sıcak suya girmemelidir" gibi yanlış bir inanç vardır. İster yüksek tansiyonunuz, ister düşük tansiyonunuz olsun sıcak su kaplıcalarına gönül rahatlığı ile gidebilirsiniz. Zira, sıcak maden sularının tansiyonu normal seviyeye getirici sihirli bir tesiri vardır. Kalp çarpıntısı ve asab" tansiyonu olanlar da aynı şekilde çekinmeden kaplıcadan istifade edebilirler. Damar sertliğine bağlı tansiyonlarda maden suları çok iyi netice vermekte, kalbin ve dokuların solunumunu artırarak damarları genişletmektedir. Böylece kan dolaşımını normal seviyeye getirmektedir. Dikkat: Eğer tansiyonun sebebi iç salgı bezlerindeki bir tümör ise, hastanın öncelikle ilaçla tedavisi şarttır. Tedavi iyi netice verdikten sonra, damarların bozulan dengesini düzeltmek için kaplıcaya gidilebilir. Kalp yetersizliğinden muzdarip olan hastalar ancak doktor kontrolünde kaplıcadan faydalanmalıdırlar. Toplar damar hastalıklarında kaplıcanın son derece etkili olduğu ve varis teşekkülünü önleyici bir rol oynadığı bilinmektedir. İçme şeklinde tatbik edilen sülfatlı ve bikarbonatlı maden suları böbrek rahatsızlıklarına iyi gelmekte ve vücuttan bol miktarda su atılmasını sağlamaktadır. Karbondioksitli sıcak sular, tansiyon düşürücüdür. Kan dolaşımını hızlandırır. Tuzlu ve iyotlu sıcak sular, iltihap kuruturken; radyoaktif sıcak sular da ağrı dindirici ve sinirleri teskin edici özelliğe sahiptir. Bunların ne kadar müddetle ne miktarda alınacağı mutlaka doktora danışılmalıdır.
ŞİŞMANLIK TEDAVİSİNDE
Banyo ve içme kürleri şeklinde tatbik edilen ve halk arasında "acı su" diye bilinen sülfatlı sular, vücutta depolanmış yağları yakarak fazla kiloları attırır. Böbreğin faaliyetini hızlandırarak vücuttan su ve tuzun bol miktarda boşalmasını temin eder. Ayrıca karaciğeri tembih ederek kandaki zararlı partikülleri temizler.
ŞEKER HASTALIĞINDA
Maden sularının vücuttaki inselin ifrazatını artırdığı tespit edilmiştir. İnselin ise vücudun şeker kullanmasını sağlar. Ensülinin etkisi iki yönlüdür: 1. Şekerin kandan dokulara geçiş hızını artırır. 2. Karaciğerin kana şeker verme hızını azaltır. Şeker hastaları sodalı suları, içme ve banyo kürleri olarak alır. Kükürtlü suları ise yalnız banyo şeklinde alır.
DAMLA (GUT) HASTALIĞINDA
Tıp dilinde "Mikris" adı verilen bu hastalığın belirtileri şöyle sıralanabilir: * Genellikle ayak başparmağında aniden gelen ağrı ve sancı ile kendisini belli eder. Parmaklarda parlak bir kızarıklık görülür. * Sonra el başparmakları, diğer parmaklar, diz kapakları, el bilekleri ve dirseklerde ağrı ile birlikte şişlikler başlar. * Hastada hafif ateş ve iştahsızlık görülür. * Tedavi edilmemesi halinde hastalık kronikleşir. Eklemlerde şekilsizlik ve ürik asit kristalleri birikimi olur. Eklemlerde ürik asit kristallerinin birikmesi sadece Gut hastalığında görüldüğünden "Romatizma" ile karıştırılmamalıdır. Sebebi bilinmemekle beraber aşırı beslenen kişilerde sık rastlanmaktadır. Kanı ürik asitten temi^,zlemek için, hastalığın başlangıcında, sülfatlı sular çok iyi netice vermektedir. Radyoaktif sular da mafsal ağrılarının giderilmesinde kullanılabilir. Gut hastalığı ile birlikte böbrekte taş teşekkül etmiş ise; sodalı su içmesini tavsiye edeceğiz.
BöBREK HASTALIKLARINDA
Halk arasında "acı su" tabir edilen az mineralli sülfatlı sular, böbrek rahatsızlığından muzdarip hastalara çok iyi gelmektedir. Bu suların, idrardaki albümin oranını azaltıcı ve kanda birikmiş olan zehiri vücuttan dışarı atıcı tesirleri vardır. Ayrıca böbrek taşlarını erittiği gibi, yeni taşların oluşmasını da engellemektedir. Sülfatlı sular, aç karnına, günde iki defa, bir-iki bardak içilerek alınır.

HANGİ İLLERİMİZ KAPLICALAR BAKIMINDAN ZENGİN?

Kaplıcalarımız iltihaplı olmayan mafsal kireçlenmelerine ve yumuşak doku hastalıklarına iyi gelir. Bazı kaplıcalar da romatizmanın dışındaki pek çok hastalığa iyi gelebilir.
ADAPAZARI: Kuzuluk kaplıcalarıAFYON: Gazlı Göl, Sandıklı, Hüdai, Ömer, HeybeliANKARA: Kızılcahamam, Haymana ve Beypazarı kaplıcalarıAMASYA:Terziköy Kaplıcası, Gözlek KaplıcasıAYDIN: Ortakçı, Alangülü, Kızıldere kaplıcalarıBALIKESİR: Gönen ve Kepekler kaplıcalarıBOLU: Termal kaplıcalarıBURSA: Armutlu, Oylat, Vakıfbahçe kaplıcaları ve Çekirge'deki kaplıcalarÇORUM: (Mecitözü) BekeDENİZLİ: Pamukkale'deki kaplıcalarDİYARBAKIR: Çermik'teki kaplıcalarERZURUM: Hasankale Pasinler'deki kaplıcalarİSTANBUL: Tuzla'daki kaplıcalarİZMİR: Balçova ve Çeşme'deki kaplıcalarKAYSERİ: Bayramhacı kaplıcalarıKIRŞEHİR: Terme kaplıcalarıKONYA: Ilgın kaplıcalarıKÜTAHYA: Simav, Gediz ve Yoncalı kaplıcalarıMANİSA: Salihli, Kurşunlu kaplıcalarıMARDİN: Germiob kaplıcalarıNEVŞEHİR: Kozaklı kaplıcalarıNİĞDE: Çiftehan ve Ziga Çelikli kaynak kaplıcalarıORDU: IlıcalarOSMANİYE: Erzin, HaruniyeRİZE: Çamlıhemşin kaplıcalarıSAMSUN: Havza'daki kaplıcalarSİVAS: Kangal, Balıklı, Çermik kaplıcalarıSİİRT: Garnave ve Hesta kaplıcalarıYALOVA: Termal kaplıcalarıYOZGAT: Boğazlıyan kaplıcaları

KAPLICA OTEL FİYATLARI

KAPLICA TERMAL TESİSLERİ 2005 YILI OTEL FİYATLARI
Oteller
Özellikleri
1 Günlük ücret
7 Günlük ücret
UZUN OTEL
Odalar 3 er yataklı olup banyosuzdur.
15 YTL
105 YTL
KÜÇÜK OTEL
Odalar 2 ve 3 er yataklıdır.Buzdolabı müşterek olup banyosuzdur.
16 YTL
112 YTL
DAĞ OTELİ
Odalar 3 er yataklıdır.Oda içerisinde Mini buzdolabı ve Dahili telefon var. Banyosuzdur.
20 YTL
140 YTL
SANTRAL OTEL
Odalar 3 er yataklıdır.Otel ücretine banyo dahildir. Otelin altında bay ve bayanlar havuzu var.Oda içerisinde mini buzdolabı dahili telefon var.
38 YTL
266 YTL
A-B BLOK OTELLER
Odalar 3 er yataklıdır. İçerisinde banyo,tv,buzdolabı ve dahili telefon mevcuttur.
46 YTL
322 YTL
VİLLALAR (APART DAİRE)
Yatak odası, salon, mutfak, 1.5x2 m banyolu. Tv, buzdolabı,dahili telefon vardır.
70 YTL
490 YTL
01 Ekim-31 aralık tarihleri arasında ücretler % 50 indirimlidir

BAŞARANLAR TERMAL AFYON

Tarihler
4 kişilik aile daire fiyatı
4 kişilik aile halfboard
4 kişilik aile fullboard
01 ocak – 30 nisan
80,00 YTL
140,00 YTL
160,00 YTL
01 mayıs – 31 mayıs
90,00 YTL
150,00 YTL
170,00 YTL
01 haziran – 20 eylül
120,00 YTL
180,00 YTL
200,00 YTL
20 eylül – 15 ekim
90,00 YTL
150,00 YTL
170,00 YTL
15. ekim – 01 ocak
80,00 YTL
140,00 YTL
160,00 YTL








NOT : Bu fiyatlar bayram ve şubat tatil günleri için geçerli değildir.
Kurban bayramı ,sömestri ve yılbaşı rezarvasyonlarımız dolmuştur.
KOZAKLI GRAND TERMAL HOTEL

Münferit kişi başı gece 55.00 YTL HB


Grup kişi başı gece 45.00 YTL HB

FİYATLARIMIZ 31/05/2008 TARİHİNE KADAR GEÇERLİDİR.
DİNİ VE MİLLİ BAYRAMLARDA ,YILBAŞI TATİLİNDE BU FİYATLARIMIZ GEÇERLİ DEĞİLDİR.


Konuklarımız havuz.jakuzi.sauna,türk hamamı,fitnescenter,fin hamamı, aktivasyonlarından ücretsiz olarak faydalanabileceklerdir.

TEDAVİ SÜRESİ

Kaplıca tedavisinin önemli konularından biri de, kaplıcada kaç gün kalınacağıdır. Bu süre 21 gün olmakla birlikte halkımız genellikle kaplıca tedavisini 15 gün olarak uygular. İçme tedavisi de öteden beri 3 gün olarak yapılır. Genellikle üç haftalık ve 21 banyoluk kürlerin tedavi edici etkisi olduğu, uzmanların ortak görüşüdür. Öte yandan, özel durumları dikkate alınırsa, her kişiyi 21 gün kaplıcada tutmanın mümkün olmadığı da düşünülmelidir. Kaplıca tedavisinin çok uzun süre devam etmesi de sakıncalıdır. Hastanın alıştığı bir çevreden ayrı, disiplinli ve yorucu tedavilerle geçen bir hayat tarzı, hastalarda ruhi bunalımlar yaratabilir. Hastalar, içme ve kaplıcalara karşı bir tiksinti ve isteksizlik duymaya başlar. Önemli görülen hastalıklarda, tedavi süresini, çoğunlukla kaplıca hekimi ayarlayabilir. Her hastanın durumu değişik olduğundan, tüm hastalara aynı süre ve aynı çeşit tedavinin uygulanamayacağı açıktır. Mayıs ve Eylül ayları kaplıca için uygun zamanlardır.
Kaplıca Tedavisinda Banyoların Süresi :
Kaplıcada ilk banyonun, on dakikalık bir süreyi kapsaması genellikle kabul edilmiştir. İkinci günden itibaren bu süre arttırılır ve yarım saate kadar uzatılır görüşü ağırlıktadır.

TEDAVİ MEVSİMİ

Genel olarak ifade etmek gerekirse, kaplıca tedavisinin mevsimi yoktur. Ancak gelenekler, bu konuda bir mevsim yaratmıştır. Daha doğrusu, kişi, kendine uygun bir zaman seçmekle birlikte en uygun mevsim ve zaman İLKBAHAR ve SONBAHAR'dır. Romatizmalılar, nevraljiler, ve şeker hastaları için yaz ayları, mide, bağırsak, karaciğer ve sinirle ilgili hastalıklar için de ilkbahar ve sonbahar ayları daha uygun mevsimdir.Bir yılda iki kez kaplıca tedavisinde, mayıs ve eylül ayları seçilebilir.Kaplıca bir hamam değildir. Şifa gücüne sahip yeraltı su kaynağı ve birer sağlık yurdudur. Bu nedenle, o kaynaktan fışkıran suların nasıl ve nerelerde kullanıldığını oralara gidenlerin biraz olsun bilip öğrenmelerinde her zaman yarar vardır.Ülkemiz ikliminin sertliği nedeniyle, ayrıca her kaplıcada kaloriferli otellerin olmayışı yüzünden insanlarımız, kaplıcalara çoğunlukla yaz aylarında gitmeyi tercih etmektedir. Kaplıcada sabun ve benzeri temizleyici kullanmayınız. Tedavinin etkisini azaltır. Sıcak havuza yavaş yavaş girmeli, su içinde olabildiğince hareketsiz kalmalıdır.

KAPLICALARDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN KURALLAR

Eleman sayısının tesisin büyüklüğü ve sunulan hizmetin boyutuyla orantılı olası gerekir.
Sağlık uygulamasına öncelik verilen tüm kaplıcaların sağlıkla ilgili her türlü uygulamaları, bu alanda yetişmiş sağlık personelinin denetiminde olmalıdır. Eğitim görmemiş personelin bu uygulamaları yapması engellenmelidir.
Kaplıcalarda kullanılan her türlü havlu, peştamal gibi malzemeler klorla dezenfekte edilmeli, kaynar suda yıkanmalı, tersinden ve düz ütülenmelidir.
Kaplıca havuzlarının ve özellikle yüzülebilir büyüklükteki havuzların boşaltma ve drenaj güvenliği sağlanmalıdır. Her türlü emici boru sisteminin ağzında güvenlik ızgaraları bulunmalıdır.
Kaplıca sularına girmeden önce tüketicilerin banyo yapması veya duş alması sağlanmalıdır.
Kaplıca tesisatına ek bağlantılar ve onarımlar kaplıca tesisatının teknik planları göz önüne alınarak yetkili uzman kişilerce yapılmalıdır.
Kaplıca sularında flokülasyon, filtrasyon dezenfeksiyon aşamalarının ve kimyasal dengenin hatalı uygulanması sonucu meydana gelebilecek bulanıklık derin olmayan havuzlarda bile boğulma riskini arttırabilir.Bu amaçla kullanılan kaplıca biriminde kurtarma ve boğulmaya müdahale konusunda ilkyardım eğitimi almış elemanlar bulunmalıdır.
Kaplıcalarda tuvalet birimleri, fiziki alt yapısı, sayısı, kullanıcı kişi sayısına göre standartlara uygun olmalıdır.

KAPLICA NEDİR ?

Mineralize termal suların ve bunlara ait çamurların, banyo, içme, solunum yolu ile kullanılması, ayrıca iklim kürü, fizik tedavi, rehabilitasyon, mekanoterapi, beden eğitimi, masaj, psikoterapi, diyet vb. yan tedavilerle birleştirilmesi ile oluşturulan kür uygulamalarının uzman hekim denetiminde yapıldığı sağlık tesislerine kaplıca denilmektedir.
Madensuyunun yer yüzüne çıktığı kaynağa kaynarca, madensularından yararlanmak üzere kaynarcaların çevresinde kurulan tesislere de genel olarak kaplıca ya da ılıca denmektedir. Kaplıca sularından banyo ve içme kürleriyle yaralanılmaktadır. İçme kürü olarak yararlanılan kaplıcalara içmece de denilmektedir.
Kaplıca teriminin kökeni kaynarcanın üzerine hamam yapılması nedeniyle türetilen "kaplı ılıca" terimidir